Radyoterapide Yeni Gelişmeler

Radyoterapide Yeni Gelişmeler
Radyoterapi kanser tedavisinin temel taşlarından biridir ve kanser teşhisi konulan hastaların %60-80’i yaşamları süresince en az bir kez radyoterapi almaktadırlar. Bu durum, radyoterapi cihazları ve planlama sistemlerinde sürekli ve hızlı bir gelişme ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Bilgisayar teknolojisi ve tıp mühendisliğindeki baş döndürücü gelişimden en çok faydalanan branşlardan biri Radyoterapidir. Radyoterapi cihaz ve planlama sistemlerindeki gelişmenin temel amacı, normal dokuları maksimum düzeyde korurken tümörlü dokulara yüksek dozları güvenle verebilmektir.
 
Radyoterapi ilk olarak 19. yüzyılın sonlarından itibaren sadece yüzeyel ışınlamalar için kullanılan bir yöntem iken 1950’li yıllardaCo-60 ve Lineer hızlandırıcıların kullanıma geçmesi ile 2 boyutlu tedaviler başlamış ve daha derinde yerleşen tümörleri tedavi etmek mümkün olmuştur. 1980’li yıllardan itibaren 3 boyutlu tedavi yöntemleri kullanılmaya başlanmış ve bu şekilde, iki boyutlu tedavilerde boş yere ışınlanan normal dokuları büyük oranda koruyabilmek ve yan etkileri çok daha azaltabilmek mümkün olmuştur.
 
3 boyutlu (konformal) tedavi yöntemleri ile tümörü çepeçevre saracak şekilde tedavi planlanabilmekte, tümör çevresi normal dokulardaki dozlarda ise çok keskin düşüşler sağlanabilmektedir. 1990’lı yıllarda kullanıma giren “IMRT” (Yoğunluk ayarlı Radyoterapi) yöntemi ile, özel kolimatörler vasıtasıyla hedefin şeklini alacak derecede hassas  tedavi planlamaları yapılabilmekte iken, 2000’li yıllarda  kullanıma giren “IGRT”(Görüntü kılavuzluğunda Radyoterapi) tekniği ile tümörün ve tedavi volümü içindeki hareketli organların hareketleri de göz önüne alınarak  tedaviye 4.bir boyut kazandırılmıştır. IGRT tekniği ile, nefes alıp verme sırasında akciğerlerin durumu, barsakların ve idrar torbasının o anki doluluk oranı gibi değişkenlik gösteren unsurlar ve tümör hareketleri görüntüleme yöntemleri ile saptanıp, tedavi alanlarında ona paralel düzeltmeler yapılarak, yani adeta tümörü takip ederek, normal dokularda maksimum koruma sağlanabilmektedir.
 
Son yıllarda geliştirilen Robotik (Stereotaktik) Radyocerrahi yöntemleri ile 4-6 hafta süren tedaviler sadece birkaç günde tamamlanmaktadır. “Cyberknife”isimli bu teknoloji ile tümörün yeri hassasiyetle belirlenir, robotik cihaz hastanın etrafında dönerek yüzlerce açıdan odaksal olarak ışın demetleri gönderir ve hedefin etrafındaki normal dokular maksimum düzeyde korunarak tümöre yüksek dozlar verilir. Böylece hiçbir cerrahi girişim olmadığı halde tümör sanki cerrahi olarak alınmış gibidir. Beyin dokusu için benzer tedavi “Gamma Knife”isimli cihazlarla yapılır. Kafatasını açmaya gerek kalmadan, sadece tek oturumda, çok sayıda kaynaktan hedefe gönderilen ışın demetleri ile tümör sanki cerrahi olarak alınmış gibi yok edilir. Etraf normal dokunun aldığı doz ise son derece düşük seviyelerde kalır.